30 Aralık 2010 Perşembe

Oops Çok Oldu Sanki :S

Komşular, komşular komşular....

Olmadık anlarda limon isterler, tuz isterler... Çat kapı çay içmeye gelirler, yaptığınız sallama çayı da beğenmez, üstüne bir de laf ederler.  İyi ki varlar ! :D  Bununla da yetinmezler, resim isterler. Evet bildiğimiz resim, veletlerin resim ödevleri... 2 yıldır işsizim ve 2 yıldır komşunun veletlerinin ödevlerini ben yapıyorum. Ha bire ödev yaptığıma mı yanayım, o veletlerin beni resim öğretmeni sanmasına mı yanayım, atanıp gidince biz napcaz Ceren abla olmadan demelerine mi yanayım!

ödevin konusu: ünlü bir ressamnın tablosu kara kalem çizilecek

uyumadan önce geldi aklıma, başkasının yaptığını çakmasın resim öğretmeni uyduruk bitane yapayım da sabah alsın çocuk derken bu oluverdi :S istemeden :S Bu bahaneyle stresimi atmış oldum ben de:P

Devamını Oku

25 Aralık 2010 Cumartesi

Heartless

Devamını Oku

12 Aralık 2010 Pazar

Eğitimde Fırsat Eşitliği





"Öğretmen gerçekten önemlidir ve düşük gelirli bölgelerde çocukların başarılı olmasını sağlayan mükemmel öğretmenler vardır. Bu durum bize sorunun çocuklarda olmadığını gösteriyor. Her sınıfta mükemmel bir öğretmenin bulunmasını sağlarsak, her bir sınıfında mükemmel öğretmenlerin ders verdiği okullara sahip olabiliriz."

"İnsanlar okulların mükemmel olması için yoksulluk sorununun çözülmesi gerektiğini düşünüyor ve bu durumu tamamen ters anlıyorlar. Yoksulluk sorununun çözülebilmesi için okulların mükemmel olması lazım."


!!!VİDEONUN ALT YAZILI VERSİYONU İÇİN BUYRUN!!!; http://www.vitaminogretmen.com/videolar/video-detay/158/Basarili-Okullar-Yaratmak
Devamını Oku

10 Aralık 2010 Cuma

A School Day in Helsinki

Devamını Oku

7 Aralık 2010 Salı

Sil Baştan...


0,24 puanla kadroyu kaçırdım, sil baştan kpss...

Hayat ne tuhaf, küsüratlar falan...





Devamını Oku

5 Aralık 2010 Pazar

SUNDAY







for those who've slept
for those who've kept
themselves jacked up
how jesus wept
sunday
sunday

for those in need
for those who speed
for those who try to slow their minds with weed
sunday
sunday

for those who wake
with a blind headache
who must be still
who will sit and wait
for sunday, to be monday

yeah, it will be ok
do nothing today
give yourself a break
let your imagination run away

for those with guilt
for those who wilt
under pressure
no tears over spilt milk
sunday
sunday

it will be o.k.
do nothing today
give yourself a break
let your imagination runaway

P.S. Bu çalışmada kullanılan modeller "zarar görmeden" mideye indirilmiştir!!!
Kullanılanlar: kömür kalemi, beyaz soft pastel, kardeşimin silgisi, mutfaktan yürütülen malzemeler, ellerim, ellerim, ellerim...

İyi Pazarlar...

Devamını Oku

23 Kasım 2010 Salı

Füzen Portre


Model: Üniversiteden dostum
Araç-Gereç: Füzen, resim kağıdı, kulak temizleme çubuğu, katletmelik kaliteli silgi...

Füzen (kömür kalemi) çalışması zor fakat siyah rengi elde edebileceğim ender materyallerden biri. Olumlu tarafı SİMSİYAH, YUMUŞAK. Olumsuz tarafı: resim yaparken kendini kaybedip heryerini siyaha boyama ihtimali  %90, silmesi çok zor, iz bırakıyor (resimdeki dişlerde olduğu gibi...)

çok önemli not: saç çizemiyorum, referans fotoğrafta arkadaşım rapunzel gibi fakat beceremediğim için portreyi kısa kestim mecburen. Bir gün bu konuda eğitim alırsam önce saç çizmeyi öğrenicem :D

YAPIM AŞAMASI




Devamını Oku

22 Kasım 2010 Pazartesi

Eskişehir'de Sonbahar...







Devamını Oku

31 Ekim 2010 Pazar

Previously on KPSS

2010 KPSS eğitim bilimleri kısımı yaşanan skandallar nedeniyle bildiğiniz üzere iptal edilmişti. KPSS tarihinde bir ilke tanıklık edecek kadar şanslı (!) olan biz öğretmen adayları, 1 ay daha bu sınava gerek testlerimize yeni testler ekleyerek, gerekse hızlandırma kursalarına para dökerek madi manevi ( :D bkz. maddi manevihttp://www.facebook.com/video/video.php?v=107877685939829)  neyimiz varsa koyduk ortaya. ÖSYM her türlü geçerliliğini ve güvenirliğini gözümüzde kaybetti, fakat maddeyi kullanmak gerektiğinden (zorunluluğundan)  kendini düzelteceğine söz verdi. Peki neler değişti 31 Ekim öncesi ve sonrasında.

Ne Tür Bir Arama Bu???

Efendim, bir takım aksilikler yaşayarak güç bela kampüse yetiştik ve zar zor sınava gireceğim fakülteye ulaştık. Sabahın ayazında daha kargalar brunch a oturmamışken, devasa bir kurukta beklemek zorunda kaldık(kızlar). Neden mi kızlar? ben bu ezici kız popülasyonunu anlayamıyorum, ömrü hayatım boyunca kızların çoğunlukta olmadığı tek bir sınava girdim bu güne kadar (ehliyet sınavı). Beyfendiler elini kolunu sallaya sallaya binaya girerken biz bit pazarında tezgahtan 3-5 mal koparmak için izdiham yaratan teyzelere dönüştük. Giriş kapısı görünmeye başladı, kapı tarafından gelen hafif bir sıcak dalga, donmuş parmaklarımı yeniden hissetmemi sağladı kiii gözüme aniden arama yapan jandarma ve ellerindeki ameliyat eldivenleri takıldı! Ne tür bir arama bu?!?!?!?!

Vur Dediler Ya, Öldürün!

Milletçe abartıyı seviyoruz bu bir gerçek. Ya sonuna kadar kuralları hiçe sayıyoruz ya da körü körüne itaat edip kraldan çok kralcı oluyoruz. Yenilenen sınav kurallarıyla birlikte kıyafetlerde metal aksesuar bulunmaması gerekiyor. Al sana nur topu gibi "ne giyeceğiz" sorunu (http://forum.memurlar.net/konu/1082601/?page=2) adamlar haklı... hiçkimse haklı olsa bile o stresle tartışmaya girip sınavının etkilenmesini istemez, dolayısıyla hiçbir engele takılmamak için kotun düğmesini, sütyenin kopçasını, çıtçıtlı body nin çıtçıtını takar kafasına. Her ne kadar bu konuda sorun yaşamamış olsam da pek çok kişinin görevlilerle sorun yaşadığından eminim. Bir tanesi de benim ekürimdir. Kızcağızın kafasındaki PLASTİK tokayı dert edip tartışma çıkarmışlar. Tebrikler! sıkı tedbirler alındı diye vur dediler ya, öldürün!

Şekerler Şirketten

Arama kısmını atlatınca derin bir nefes aldım, sinirli biriyim ve saçma sapan bir sebepten sinirlerimi bozsalardı kendime hakim olamayıp tartışmaya atlama olasılığım oldukça yüksekti. Çok şükür görevlilerle takışmadan sınıfıma gittim. Sıramın üzerinde 2 adet kurşun kalem, bir adet silgi, bir adet kalem traş, peçete, su ve 3 tane de olips beni bekliyordu. (Ben su ve şekerleri BİM'den bekliyordum aslında... :D ). Normalde sınavlarda resim kalemi kullanan ben, bu kalemi oldukça sert ve soluk buldum. Dahası silgi dust-free değildi! ama yine de düşünüp vermişler emeğe saygı, sana puanım 2 kanka :D (oh yeah man !) Ödediğimiz sınav paraları bize su, şeker ve peçete olarak geri döndü ki bu az da olsa beni rahatlattı. 40 tl veriyoruz boru mu! yiyin gari, şekerler şirketten!

Özetle, kopyacıların günahı kopya çekmeyen gruba ödetildi, insanlar boşu boşuna kasıldı. HAM soruların sızdığı gerçeğine karşılık, sınav yerinde göstermelik sözde önlemlerle ÖSYM dibe vuran itibarını kurtarmaya çalıştı. Olan yine bize oldu...
Devamını Oku

12 Ekim 2010 Salı

Acıların Kartonu Danbo in KPSS Mode!


Danbo ile şurada tanıştım http://art-niyet-iyidir.blogspot.com/2010/10/danbo.html
sevimli bir oyuncak, laf aramızda buna para verenler de varmış :P
oyuncağın suratı hüzün veriyor, eminim bu kadar çok sevilmesinin nedeni yüz ifadesi, ben de 15 dakikada  uyduruk danbomu yapıp olmazsa olmazımız kpss ile eşleştireyim dedim.
Elde ne düzgün renkli bir karton ne de uhu olduğundan, benim dambo turuncu oldu ve yanlardan bantlar gözüküyor :D işte dar zamanda yapılan KPSS modundaki DANBO...
Devamını Oku

24 Eylül 2010 Cuma

Eylül Akşamı...

Bir gün masamda, kitapların arasında ölüp gitmekten korkuyorum. En sevdiğim mevsimin, en sevdiğim ayı, EYLÜL, geldi geçiyor, ben hala Pavlov'un köpeğinin salyasının derdindeyim! Rüyalarımı John Dewey süslüyor :S Umarım bu hayatımın kpss içeren son 1 ayıdır. İngilizce öğretmenliğinde yaşadığım tecrübeleri paylaşma amacıyla açtığım bloğum, kpss bloğu olma yolunda ilerliyor :D


Günün Şarkısı: Bülent Ortaçgil- Teoman/ Eylül Akşamı
Devamını Oku

16 Eylül 2010 Perşembe

if I had a diamond ring I’d wear it through my nose



Sinirden tutulan boyun kaslarımı gevşetme amaçlı, ilaç niyetine çiziktirdiğim otoportre (self-portait)...
yalnızca kömür kalemi kullandım, ışıklar için de her zamanki gibi bir adet silgiyi katlettim.
İlk fotoğrafta görüldüğü üzere, kareleme tekniğini kullandım, ikincisi, tarayıcıdan geçmiş hali, söylememe gerek yok sanırım tarayıcıda farklı görünüyor biraz ve bu durum beni sinir ediyor, ama sinirlenmek yok!
Aşağıdaki şarkıya tutuldum, resim yaparken bu şarkı dönüp durdu, bu günlük ilham perim kendisidir (Fran Healy-Buttercups)

İtiraf etmek gerekirse şarkı mı resime yoksa resim mi şarkıya eşlik etti bilemiyorum, sözlere vuruldum, i hate roses, what's wrong with buttercups!

Bu arada ne ki bu buttercups derseniz :D buyrunhttp://en.wikipedia.org/wiki/Ranunculus




It never rains but it pours
Do keep the wolf from the door
I see him sitting in silence
Outside my house
Quiet as a mouse
I tried to buy you roses but all the stars were closed (FH-”Yes…Stars” not “stores” )
And if I had a diamond ring I’d wear it through my nose
But I can’t dance and I can’t sing
A loser I suppose
So all I have is buttercups
All I have is buttercups
What is wrong with buttercups
Who knows
You said to have and to hold
Do let me in from the cold
I see you sitting in silence
Inside your house
Quiet as a mouse
I tried to buy you roses but all the stars were closed
And if I had a diamond ring I’d wear it through my nose
But I can’t dance and I can’t sing
A loser I suppose
So all I have is buttercups
All I have is buttercups
What is wrong with buttercups
Who knows
And this could be life as we know it
How can I see if you never show it
I tried to buy you roses
But all the stars were closed
I tried to buy you roses but all the stars were closed
And if I had a diamond ring I’d wear it through my nose
But I can’t dance and I can’t sing
A loser I suppose
So all I have is buttercups
All I have is buttercups
What is wrong with buttercups
Who knows
Who knows
Who knows
Devamını Oku

12 Eylül 2010 Pazar

English Literature







İngilizce sınıfları için hazırladığım "Charles Dickens", "George Orwell" ve "William Shakespeare" posterleri.
Devamını Oku

9 Eylül 2010 Perşembe

Bir Garip Bayram Daha...


Referandum tatlılarımızı yiyip üzerine ösym skandallarını içtiğimiz tuhaf bayram ziyaretlerimiz oldu bu gün. Ağzımdaki buruk tadı ne şeker ne de baklava geçirebildi. Ne söyleyeceğimi bilemiyorum, benim gibi binlerce insanın geleceğiyle oynuyorlar hem de göz göre göre! En kötüsü de bu belirsizlik...

"Akıl -ruh sağlıklarını nasıl koruyabiliyorlar gerçekten merak ediyorum" diyordu bir kaç gün önce izlediğim bir programdaki psikolog kpss'ye giren adaylar için. Bastırıyoruz efendim, olmamış gibi yapıyoruz! kpss puanım beklediğimden 7 puan düşük gelince, acaba batıya atanırmıyım hayalleri kurarken neredeyse atanamayacağım bir puanı görünce savunma mekanizmaları devreye geçiyor ve başlıyor "hayırlısı olsun be Ceren!" bunu o kadar sık tekrarlıyor ki, artık "hayırlısı olsun" lafını söyleyene yumruğu indirmek geliyor içimden.

Ardından binlerce kişinin kopya çektiği hatta soruları fullediği ve standart sapmanın feleğinin bu yüzden şaştığını duyan savunma mekanizması başlıyor bu"kul hakkı yediler be Ceren, zaten burunlarından fitil fitil gelecek"... ama ama 1 yılım gitti, emeklerim gitti! "olsun be Ceren hakkını er geç alırsın, ilahi adalet denen bir şey var, al şu kalemi çiz kendine gel bakim, aferim kızıma resim yap hadi"

Savunma mekanizmasından gelen gazla resim yaparak dünyadan kopuyoruz efendim, öyle bir kopuş ki, ne zaman kalıyor ne mekan...

Millet aldığı ojesinin resmini falan koyuyor bloglarına ben de altta kalmayıp yeni aldığım boyalarımın fotoğrafını koyayım dedim :D Tiner kokusundan rahatsız olan ev halkı yağlı boya çalışmamı oy çoğunluğu ile yasakladı ( ayrı eve çıkmak farz oldu! ) bunun üzerine kuru pastelle çalışmaya karar verdim. Kendisi bildiğimiz tebeşir gibi bir boyadır fakat çok pahalıdır (anlamadım nedenini!) kırtasiyedeki yardımsever elemanlar sayesinde boya reyonunun altını üstüne getirip en hesaplı olanı bulabildik, en kısa zamanda yeni resimlerle karşınızda olacağım ;)

ps. grooveshark'ı yasaklayan zihniyeti kınıyorum!

ps.2 daha önce kpss ile ilgili yazdığım yok şöyle çalışırsak olur böyle yapmalı tarzı zırvalıklarımı dikkate almayınız, o yazıların hepsi geçerliliğini kaybetmiştir!

ps.3 İYİ BAYRAMLAR :)
Devamını Oku

26 Ağustos 2010 Perşembe

Karakalem Portre





Sabahın bu saatinde yeni bitirdim karakalemi. Resimdekiler, üniversiteden dostum; ev arkadaşım( eski :( ) ve müstakbel eniştem :D. Özel bir gün için hazırlanacak bir hediyenin bir parçası bu, çorbada benim de tuzum olsun istedim. İlk defa bu kadar sakin ve detaylara dikkat ederek çalıştım, sanki daha iyi oldu böyle. Peşimden kovalayan yok değil mi ?:D Resmi tarattım fakat yüzdeki gölge ayrıntılarının bir kısmı belli olmuyor nedense :S ve şimdi gözüme bir kaç şey çarptı ... bir kaç düzeltmeden sonra yeniden eklerim belki...




İçindekiler;


- Bir parça kağıt


-Kalem


-müzik





YAPIM AŞAMASI
Devamını Oku

20 Ağustos 2010 Cuma

Believe




...so give me something to believe
cause i am living just to breath
and i need something more
to keep on breathing for
so give me something to believe...

hoş geldin belirsizlik, hoş geldin anlamını yitirmiş zaman, hoş geldin 26...

Devamını Oku

19 Ağustos 2010 Perşembe

Köksüz Gelincikler vol. 2



Daha önce yapmayı planladığım köksüz gelinciklerimi, vakit darlığından yarım saatte uyduruk bir biçimde tuale kusmuştum. Nihayet biraz daha eli yüzü düzgün gelinciklerim oldu. Neden gelincik peki? En uyuz olduğum çiçeklerden biriydi kendisi (çocukken) olur olmadık yerde biter ve kan kırmızı rengiyle hipnotize ediverir insanı. Yağmur, rüzgar vız gelir bu çiçeğe, ta ki bir el kendine değene kadar. O an döküverir yapraklarını ve elinizde bir adet sapla sap gibi kalakalırsınız ortada. Vakti zamanında yapraklarını dökmeden koparmak için bayağı bir gelincik telef etmişliğim var. (evet başaramadım). Şimdi ise uzaktan sevmeyi öğrendim bu garip huylu kırmızı çiçeği .

Gökyüzü neden mavi değil?

Sadece ve sadece kırmızıya dikkat çekmek istiyorum bu yüzden resimde taç yaprakların haricindeki herşey renksiz, siyah ve beyazdan ibaret yani. "Obsessed with red" temasını kullanarak bir kaç tane daha bu tarz ( siyah+beyaz+kırmızı) resimler yapacağım(inş)


Devamını Oku

10 Ağustos 2010 Salı

Martina Cole/ Maura's Game


Yaz tatillerini sevmediğimi söylemiş miydim? :) Tatil dediğin en ideal 3, maksimum 7 gün olmalı. 7 günü aşan tatiller dengesizlik en kötüsü de tembellik yapıyor -bende-. Çok şükür Ramazan nedeniyle tatili erken bitirdim ve şu tatil koşuşturmacası da nihayet son buldu. Bir kitap kapıp -home sweet home- modunda kafa dinleme ve tatilin verdiği yorgunluğu! atma niyetindeyim.
Maura's Game
Maura Ryan was the queen of the criminal underworld when she pulled off the most audacious gold bullion robbery of all time. Since then she's retired from a life of crime to be with the only man she's ever loved. But enemies from her past are closing in and they're about to learn that they sholuld never cross Maura Ryan. The dangerous lady is back and she's as lethal as ever...

Sürükleyici gibi görünüyor, okumaya yeni başlıyorum bittikten sonra yorumum eklenecektir.
Devamını Oku

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Bir Eflatun Ölüm

kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim

sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım

git
dersen
kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenklerini alırım

ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım

aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki
gidip
yağmurlara durayım

söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım

belki sararmış
eski resimlerde
kalırım

belki esmer bir çocuğun dilinde.

bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti

değişen bir şey yok ki hiç
ölüm hariç.

aynı gökyüzü
aynı keder.

Behçet Aysan



Aynı gökyüzü, aynı keder... yıllar ışık hızıyla geçerken, sürekli birşeyleri değiştirmeye çabalarken, değişen hiçbir şey yok. Tuhaf...
Devamını Oku

21 Haziran 2010 Pazartesi

Ta Ta Ta TaaaaaaM

 An itibariyle KPSS giriş belgem gelmiş bulunmakta olup beni hafiften yusuflatmış, hafiften tedirgin etmiş ve şüphelere sevketmiştir. Bayram değil seyran değil ÖSYM giriş belgesini neden ERKEN gönderdi? ÖSYM adeti olduğu üzere sınavdan iyi ihtimalle 3-5 gün önce kötü ihtimalle hiç göndermediği giriş belgelerini (bkz. KPSS, KPDS, ÜDS, ALES, LYS......) tam tamına 20 gün! (yazıyla= yirmi) önce gönderip "acaba sınav tarihini ben yanlış mı biliyorum :S" tarzı düşüncelere mağruz kalmama ve de küçük çaplı kalp krizi geçirmeme sebebiyet vermiştir. 

Her zamanki gibi beynimizde dolaşan kurtçukları kovalayıp polyanna moduna dönersek, bu bir işaret olmalı! derhal çalışmalar hızlandırılmalı şu 20 günün kıymeti bilinmeli. Sıcaktan mayışan bünyeye yapılan buz takviyesiyle kısa devreler ve olası tutuşmalar önlenmeli. Uyanık kalmak için kahveden daha sert bişeyler bulunmalı malı meli malı...

Devamını Oku

13 Haziran 2010 Pazar

Beyin Bedava

Bu meşhur videoyu kaçıncı kez izlediğimi bilmiyorum. Bir yandan huzur veren, bir yandan da ürperten (yok yok bayağı tırsıtan) bir tarafı var. Abi atmış hafızaya, sınavı 10 nomero  geçmiş. Böyle bi huzur, nirvanaya varmışçasına suratına yapıştırdığı Mona Lisa gülüşü, montunun fermuarını çekerkenki rahatlığı, muhabirin omzuna hafifçe dokunması... 

Zaman çok çabuk geçmeye başladı, fonda yusuf yusuflamalar... :D paniklememeye çabalıyorum mümkün olduğunca, çünkü biliyorum ki  azıcık paniklersem bir çuval inciri rezil edeceğim.

Kendimi rahatlatmak için izliyorum bu videoyu. Yahu korkulacak zor bi sınav mı ki, adam atmış hafızaya takır takır yapmış soruları, al işte sınavı da 10 nomero geçmiş, beyin bedava( buradaki a kısa)  sonuçta, at hafızaya gir sınava, yap-çık... bu kadar basit! İlahi Ceren korktuğun şeye bak! beynin var ne diye hammallık yapasın ki? :))) (usb girişi var mübarek)

Gerekeni yapacağız artık :D


ps. Bu arada deli gibi merak içerisindeyim abimiz atandı mı??? Atanmadıysa da şu anda ne durumda?

 



Devamını Oku

3 Haziran 2010 Perşembe

Yavrulara Veda...



KPSS yüzünden okulların kapanmasına 2 hafta kala yazılılar ve kitap bittiği için ücretliyi bırakma kararı aldım. Veda etmeyi beceremeyen biri olarak, gideceğimi son güne kadar söyleyemedim yavrulara... Son gün söylersem daha az üzülürler diye düşündüm... ağlayanlar, neden gitmek zorunda olduğumu anlamak istemeyenler...
Yarım dönem... sadece yarım dönem birlikteydik, ne zaman alıştık birbirimize bu kadar ? En zoru, o minicik yüreklerin gözlerinden akan yaşlara bakıp onları teselli etmek, kendi gözyaşlarını içine akıtmak... çocuk, boğazım düğüm düğüm... hoşçakal...


Devamını Oku

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Je ne veux pas travailler!




ma chambre a la forme d'une cage (odam kafes gibi)

le soleil passe son bras par la fenêtre (pencereden bi parça güneş geliyor)
les chasseurs à ma porte (kapımdaki avcılar)
comme les p'tits soldats (küçük askerler gibi)
qui veulent me prendre (beni almak isteyen)

je ne veux pas travailler (çalışmak istemiyorum)
je ne veux pas déjeuner (yemek yemek istemiyorum)
je veux seulement l'oublier (sadece unutmak istiyorum)
et puis je fume (sonra sigara içiyorum)

déjà j'ai connu le parfum de l'amour (aşkın kokusunu önceden öğrendim)
un million de roses n'embaumerait pas autant (bir milyon gül beni o kadar etkileyemezdi)
maintenant une seule fleur dans mes entourages (şimdi çevremde tek bir çiçek)
me rend malade (beni hasta ediyor)

je ne veux pas travailler
je ne veux pas déjeuner
je veux seulement l'oublier
et puis je fume

je ne suis pas fière de ça (bununla gurur duymuyorum)
vie qui veut me tuer (beni öldürmek isteyen yaşam)
c'est magnifique être sympathique (sempatik olmak pek şahane)
mais je ne le connais jamais (ama ben hiç bilmiyorum)

je ne veux pas travailler
non
je ne veux pas déjeuner
je veux seulement l'oublier
et puis je fume

je ne suis pas fière de ça
vie qui veut me tuer
c'est magnifique être sympathique
mais je ne le connais jamais

je ne veux pas travailler
non
je ne veux pas déjeuner
je veux seulement l'oublier

et puis je fume


Pazartesi........................!!!

Devamını Oku

28 Mayıs 2010 Cuma

KPSS Kaçınılmazsa, Zevk Almaya Bakacaksın




Kapana kısılmışlık, kısıtlanmışlık, hayattan ertelenmişlik... kpss'nin bende bıraktığı tatlar... Eminim KPSS engeline takılan pek çok öğretmen adayı benimle aynı hisleri paylaşıyordur. Ne diyorlardı? "Hayatın kapısında durup içeri girememek..." Arafta kalmak... Yedek kulübesinde beklemek..., morotoryum... :) can sıkmaktan başka bir işe yaramaz bu bekleyiş. Bu durum kaçınılmazsa ve arabesk modda yaşamaktan sıkılmışsak bir diğer alternatif yani "KPSS'yi sevmek :S"  kısmına geçebiliriz. Geçen yaz tatilini sırf bu yüzden mahvetmiş biri olarak, bu uyduruk sınav yüzünden üzülüp hayatı dar etmenin hiç bir getirisi olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Evet KPSS saçma bir sınav, İngilizce öğretmeninin alanı dışında sınanması doğru değil...vs. Bu sınav var mı? VAR peki atanmak için bu sınavı geçmek şart mı? EVET o zaman ilk iş ne kadar abuk bir sınav olursa olsun KPSS'yi koşulsuz kabul etmek.

1) KPSS'yi sev. Tamam en azından severmiş gibi yap :)

2) Memurlarnet forumuna bakama. Asparagas haberlerle kafanı karıştırmak istemiyorsan, "bu sınavı çalışsan da geçemezsin, Allah kahresin bu sınavı, sınava xx gün,xx saat, xx dakika kaldııı!!!!, yine bir öğretmen bu sınav yüzünden intihat etti..." gibi moral bozmaktan ve öğrenilmiş çaresizlik yaratmaktan öte hiçbir işe yaramayan bu tarz yazıları okuyup çalışma isteğini kaybetmek istemiyorsan bakma o foruma!

3)Kendinle yarış. Hedef her zaman dün yaptığın skoru bir basamak yükseltmek olsun, millet x nette ben hala y netteyim diye paniklemek işe yaramaz.

4) Başarıyı tat. Her zaman için kolay denemelerden başla, bir kere başarıyı tatmak kendine güven duymanı sağlayacak. 

5)Kendini Ödüllendir. Ders çalışmak gerekirken dışarı çıkmak, ders çalışmak gerekirken tv izlemek, ders çalışmak gerekirken nete takılmak... hepsi insanda vicdani rahatsızlığa neden olan fakat vazgeçemediğimiz şeyler. Bunlardan vazgeçmek kendini kısıtlamak diyet yapmaya eşdeğer... "bundan sonra reçel yemen yasak" dese biri bana daha çok canım çeker, rüyalarıma girer, ileriki zamanlarda aklım fikrim reçel olur :D halbuki sevmem reçeli, onu cazip kılan yasaklanması... Aynı şekilde ders çalışmak için kendimizi kısıtlamamız hiç istemediğimiz reaksyonların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Tv mi izlemek istiyorsun? çöz 100 soruyu sonra vicdan yapmadan rahat rahat izle.

6) İnan. "İyi de ben bunların hepsini biliyorum uygulayamıyorum ki!" diyorsanız inanmıyorsunuz demektir. İnandığınızı sanıp içinizde "ya başarısız olursam korkusu" taşıyorsunuz demektir. 

Haa bu arada hatırlatma: Sınava yaklaşık 1 ay kadar bir süre kaldı (xx gün, xx dakika, xx saniye demedim dikkat çekerim :D ) 



Devamını Oku

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Köksüz Gelincikler








Artmania :) var böyle bir hastalık.

En olmadık anlarda nüksedip başınızı belaya sokabilir. Bünye baktığı-gördüğü her şeyi resmetmek ister. Misal, kpss'ye sayılı günler kala dürter bu resim yapsana diye... ilham periniz (elinde lipton sallama çayıyla birlikte) test kitabının üzerine oturup nanik yapar utanmadan. Gönül ister ki böyle durumlarda Guthrie abimizin dediği gibi davranışı bıkana kadar yapalım ve bırakalım sönsün... fakat zaman meselesi işin içine girince kardeş, o işler öyle olmuyor... yarım saate bir yağlıboya sığdırıveriyor insan. 


bu resim çok acil bir şekilde "resim yapmazsa ölecek" hastalığından kurtulmak için yarım saatte yapılmıştır. Niyetim siyah-beyaz bir tablo yapmaktı, sadece gelinciklerin çiçek kısmı(taç yaprakları) kırmızı olacaktı... siyah boyamın bitmiş olması ve boyanın kurumasına fırsat vermeden renklerin üstüste gelmesi sonucu böyle bişey çıktı ortaya. Köksüz gelincikler...






Devamını Oku

20 Mayıs 2010 Perşembe





Yolun Başı...
Devamını Oku