24 Eylül 2010 Cuma

Eylül Akşamı...

Bir gün masamda, kitapların arasında ölüp gitmekten korkuyorum. En sevdiğim mevsimin, en sevdiğim ayı, EYLÜL, geldi geçiyor, ben hala Pavlov'un köpeğinin salyasının derdindeyim! Rüyalarımı John Dewey süslüyor :S Umarım bu hayatımın kpss içeren son 1 ayıdır. İngilizce öğretmenliğinde yaşadığım tecrübeleri paylaşma amacıyla açtığım bloğum, kpss bloğu olma yolunda ilerliyor :D


Günün Şarkısı: Bülent Ortaçgil- Teoman/ Eylül Akşamı
Devamını Oku

16 Eylül 2010 Perşembe

if I had a diamond ring I’d wear it through my nose



Sinirden tutulan boyun kaslarımı gevşetme amaçlı, ilaç niyetine çiziktirdiğim otoportre (self-portait)...
yalnızca kömür kalemi kullandım, ışıklar için de her zamanki gibi bir adet silgiyi katlettim.
İlk fotoğrafta görüldüğü üzere, kareleme tekniğini kullandım, ikincisi, tarayıcıdan geçmiş hali, söylememe gerek yok sanırım tarayıcıda farklı görünüyor biraz ve bu durum beni sinir ediyor, ama sinirlenmek yok!
Aşağıdaki şarkıya tutuldum, resim yaparken bu şarkı dönüp durdu, bu günlük ilham perim kendisidir (Fran Healy-Buttercups)

İtiraf etmek gerekirse şarkı mı resime yoksa resim mi şarkıya eşlik etti bilemiyorum, sözlere vuruldum, i hate roses, what's wrong with buttercups!

Bu arada ne ki bu buttercups derseniz :D buyrunhttp://en.wikipedia.org/wiki/Ranunculus




It never rains but it pours
Do keep the wolf from the door
I see him sitting in silence
Outside my house
Quiet as a mouse
I tried to buy you roses but all the stars were closed (FH-”Yes…Stars” not “stores” )
And if I had a diamond ring I’d wear it through my nose
But I can’t dance and I can’t sing
A loser I suppose
So all I have is buttercups
All I have is buttercups
What is wrong with buttercups
Who knows
You said to have and to hold
Do let me in from the cold
I see you sitting in silence
Inside your house
Quiet as a mouse
I tried to buy you roses but all the stars were closed
And if I had a diamond ring I’d wear it through my nose
But I can’t dance and I can’t sing
A loser I suppose
So all I have is buttercups
All I have is buttercups
What is wrong with buttercups
Who knows
And this could be life as we know it
How can I see if you never show it
I tried to buy you roses
But all the stars were closed
I tried to buy you roses but all the stars were closed
And if I had a diamond ring I’d wear it through my nose
But I can’t dance and I can’t sing
A loser I suppose
So all I have is buttercups
All I have is buttercups
What is wrong with buttercups
Who knows
Who knows
Who knows
Devamını Oku

12 Eylül 2010 Pazar

English Literature







İngilizce sınıfları için hazırladığım "Charles Dickens", "George Orwell" ve "William Shakespeare" posterleri.
Devamını Oku

9 Eylül 2010 Perşembe

Bir Garip Bayram Daha...


Referandum tatlılarımızı yiyip üzerine ösym skandallarını içtiğimiz tuhaf bayram ziyaretlerimiz oldu bu gün. Ağzımdaki buruk tadı ne şeker ne de baklava geçirebildi. Ne söyleyeceğimi bilemiyorum, benim gibi binlerce insanın geleceğiyle oynuyorlar hem de göz göre göre! En kötüsü de bu belirsizlik...

"Akıl -ruh sağlıklarını nasıl koruyabiliyorlar gerçekten merak ediyorum" diyordu bir kaç gün önce izlediğim bir programdaki psikolog kpss'ye giren adaylar için. Bastırıyoruz efendim, olmamış gibi yapıyoruz! kpss puanım beklediğimden 7 puan düşük gelince, acaba batıya atanırmıyım hayalleri kurarken neredeyse atanamayacağım bir puanı görünce savunma mekanizmaları devreye geçiyor ve başlıyor "hayırlısı olsun be Ceren!" bunu o kadar sık tekrarlıyor ki, artık "hayırlısı olsun" lafını söyleyene yumruğu indirmek geliyor içimden.

Ardından binlerce kişinin kopya çektiği hatta soruları fullediği ve standart sapmanın feleğinin bu yüzden şaştığını duyan savunma mekanizması başlıyor bu"kul hakkı yediler be Ceren, zaten burunlarından fitil fitil gelecek"... ama ama 1 yılım gitti, emeklerim gitti! "olsun be Ceren hakkını er geç alırsın, ilahi adalet denen bir şey var, al şu kalemi çiz kendine gel bakim, aferim kızıma resim yap hadi"

Savunma mekanizmasından gelen gazla resim yaparak dünyadan kopuyoruz efendim, öyle bir kopuş ki, ne zaman kalıyor ne mekan...

Millet aldığı ojesinin resmini falan koyuyor bloglarına ben de altta kalmayıp yeni aldığım boyalarımın fotoğrafını koyayım dedim :D Tiner kokusundan rahatsız olan ev halkı yağlı boya çalışmamı oy çoğunluğu ile yasakladı ( ayrı eve çıkmak farz oldu! ) bunun üzerine kuru pastelle çalışmaya karar verdim. Kendisi bildiğimiz tebeşir gibi bir boyadır fakat çok pahalıdır (anlamadım nedenini!) kırtasiyedeki yardımsever elemanlar sayesinde boya reyonunun altını üstüne getirip en hesaplı olanı bulabildik, en kısa zamanda yeni resimlerle karşınızda olacağım ;)

ps. grooveshark'ı yasaklayan zihniyeti kınıyorum!

ps.2 daha önce kpss ile ilgili yazdığım yok şöyle çalışırsak olur böyle yapmalı tarzı zırvalıklarımı dikkate almayınız, o yazıların hepsi geçerliliğini kaybetmiştir!

ps.3 İYİ BAYRAMLAR :)
Devamını Oku