İşte bütün mesele bu....
check-list
beyaz tahta : yok
bilgisayar: yok
projektör : yok
yabancı dil sınıfı: yok
yazılı harici extra fotokopi çekme imkanı: yok
öğretmen klavuz kitabı : yok
İngilizce dersine dair en ufak bir materyal : yok
Nerede kalmıştık? 2005 yılında yapılandırmacı yaklaşımla birlikte gelen çağdaş eğitim sisteminde mi? akıllı tahtalarda mı? düz anlatımdan yaparak- yaşayarak öğrenme sürecine geçişte mi?
Teori ve pratik arasındaki uçurumun başında iş sadece ve sadece öğretmene düşüyor. İki seçenek var, bu çorak topraklardan canını dişine takıp, emek verip, fedakarlık edip güzel bir bahçe yaratmak, ya da sisteme sövüp kenara çekilmek...
4 yorum:
Yok sen vazgeçmezsin:)
savaş yeni başladı :)cepheden ayrılmak yok
eee tabi insan o yokluklar arasında yapacağı tek işin öğrettiği kelimelerin 5 defa yazılmasını istemeyi algılıyorsa çaresizlikler için de bakınacak etrafına. Kaldı ki
projeksiyon: var
akıllı tahta:var
bilgisayar: var
sınav dışı fotokopi: var
belki her sınıfta yok ama var olanı paylaşabilmek de önemli.
sayın adsız, anlatmak istediğim şeyin tam tersini anlamanızı önceki yazılarımı okumayışınıza bağlıyorum. Bu bir ÇARESİZLİK yazısı değil aksine çağdaş eğitimin gerçekleştirilmesinde öğretmene düşen büyük sorumluluğu vurgulamak için yazılan bir yazıdır. Eğitimde fırsat eşitliği başlığını ve yorumları okursanız daha net anlarsınız. Yaptığım tek işin kelimelerin 5 kere yazılmasını istemek olup olmadığını ise öyle oturduğunuz yerden değil, en azından dersimi 1 kez gözlemleyerek anlayabilirsiniz sanırım, bir gün beklerim dersime, habersiz gelin ki şüpheniz kalmasın :)
Yorum Gönder